Maç
Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: - "Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim, ne dersin?" - "Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş Şeytan. - "Olur mu en iyi futbolcular bizde. Ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde." Şeytan şeytanca gülümsemiş: - "Ama bütün hakemler de bizde."
Einstein'ın Şoförü
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile giderdi. Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein'a; "Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve artık neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir öneride bulunmuş: "Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar.", "o halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen yap konuşmayı, ben de arka sırada seni dinlerim." Şoför, gerçekten çok başarılı bir konuşma yaptı ve sorulan tüm soruları doğru yanıtladı. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış bir soru sordu. Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye döndü ve: "Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip" dedi. Sonra da Einstein'ı işaret ederek şöyle devam etti: "Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile yanıtlayacak."
Promosyon
Hava taşımacılığının ilk yıllarında insanlar uçağa binmekten korktuğu için bir türlü istenen yolcu sayısına ulaşılamıyormuş. Bir şirketin promosyon sorumlusu uçaklarında seyahat eden iş adamlarına birer mektup göndererek, eğer o hafta rezervasyon yaptırırlarsa bundan sonraki ilk beş seyahatlerinde eşlerinden para alınmayacağını bildirmiş. Bunun üzerine epeyce başvuru olmuş doğal olarak. Şirket kampanya sona erdikten sonra bu kez işadamlarının eşlerine birer mektup göndererek, seyahatlerinden memnun olup olmadıklarını sormuş. Ancak mektup gönderilen kadınların yüzde doksanından şu yanıt gelmiş: "Ne seyahati?"
Zorlama
Bir sokakta iki arkadaş dolaşıyorlarmış. Bunlardan biri istediği insana, istediği şeyi sadece düşünerek yaptırabileceğini iddia etmiş. Diğeri de tabii ki inanmamış. Adam da bu söylediğini ispatlamak için karşıdan gelen iki bayanın saç baş birbirine girerek kavga edeceğini söylemiş. Arkadaşı "hadi yap da görelim o zaman" demiş. Adam biraz düşünüp yoğunlaştıktan sonra iki bayan çok fena kavga etmişler. Arkadaşı bu olaydan çok etkilenmiş. "Ben buna inanmam" diyerek başka bir şey yapmasını istemiş. O da arkadan gelen adamın cebine para koyup gideceğini iddia etmiş. Hemen uygulamaya geçerek yine çok yoğun bir şekilde konsantre olduktan sonra adam bunun cebine parayı koymuş. Arkadaşı tamamen şok olmuş ama hala inanmamakta ısrarlı. Yanındaki arkadaşına dönerek; "Şu ana kadar hep sen söyledin başkaları da yaptı. Bu sefer de benim dediğimi yaptır da görelim" demiş. Adam kabul etmiş. Arkadaşı karşıdaki binanın yedinci katında oturan kişinin televizyonunu camdan aşağıya atmasını istemiş. Arkadaşı işine yoğun bir şekilde konsantre olmuş. Aradan 5 dakika geçmiş, 10 dakika geçmiş ama hala bir gelişme yok. En sonunda yedinci kattan bir adam çıkmış ve: - "Zorlama be kardeşim, televizyon falan yok bizde" demiş.
Develer
Genç deve annesine sormuş: - "Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?" Anne cevap vermiş: - "Çölde kuma batmamak için." Genç deve tekrar sormuş: -"Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür?" Anne tekrar cevap vermiş: - "Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye." Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş: - "Bizim niye hörgüçlerimiz var?" Anne deve sabırla yanıtlamış : - "Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız." Sonunda dayanamayan genç deve sormuş: - "Peki anne, bu hayvanat bahçesinde ne işimiz var?"
Dedem uzun yaşadı
Küçük afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş; etrafa bakınırken şekerleri ardarda ağzına atıyormuş. Yanındaki bankta oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve "evladım.." demiş, "şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır. hem dişlerin çürür, hem yüzünde sivilce çıkar, hem de şişmanlarsın.." Çocuk bunun üzerine adama dönmüş: "Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı..." Adam "Yaa.." demiş.. "Yani deden de mi çok şeker yerdi?" "Hayır, her şeye burnunu sokmazdı!"
Pazarlık
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder: - "Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum." Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. İçeride sesler yükselmiştir: Adam : - 1 milyar dolar! Papa : - Olmaz. - 2 milyar dolar! - Hayır. - 5 milyar dolar! - Hayır. Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur. - Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz? - Ne yani? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?
İki heykel
Yıllarca, iki kahraman heykeli; biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış, ta ki bir gün bir melek cennetten gelene kadar... - "Sizler iyi ve örnek birer heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim. Yarım saat için sizi canlandıracağım, siz de bu süre içinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demiş. Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış, birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kikirdeşmeler, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış. Onbeş dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış. - "Onbeş dakikaniz daha var!" demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak... Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönmüş: - "Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben pisliyim kafasına!"
Yamyamlar
Bir bilgisayar firmasında 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben: - "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin firmanın kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. 4 hafta sonra müdürleri gelir: - "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız firmadaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner: - "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir: - "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir. - "Ulan aptal! Biz 4 haftadır grup müdürleri, bölüm müdürleri, proje yöneticilerini yeyip duruyoruz ki kimse farkına varmasın diye, senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!"