Avukatlar
Bir mahkeme salonu düşünün... Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır: - "Bayan Jones.. beni tanıyor musunuz?" Yaşlı teyze cevap verir: "Ah evet Bay Williams sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir başbelasıydınız. Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız..." Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar: - "Peki Bayan Williams, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?" Kadın yine cevaplar: "Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor." Yine herkes şokta. Bütün salonu bir uğultu kaplar. Hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır. Ve ikisine de eğilmelerini söylerek kulaklarına şunu fısıldar: - "Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikiniz de yandınız..."
Kaykay
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği birincisine sorar: - "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var: Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar: - "Evet, asla bir başka kadına bakmadım." Sorgu meleği: - "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun ? O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin." Sorgu meleği ikinci adama da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır: - "Bir kez karımı aldattım ama bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık." Bunun üzerine sorgu meleği: - "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun? Cennetteyken onu kullanacaksın." der ve üçüncü adama da sorar: - "Karını hiç aldattın mı ?" Adam yutkunur ve şöyle der: - "İtiraf edeyim ki; bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği, "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır arabalarına atlar ve kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar: - "Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir Rolls-Royce var, her şey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" - "Bugün karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri, "Aaaa! ne kadar güzel! peki derdin nedir?" diye sorarlar.. Adam içini çekerek konuşur, "Kaykay'la dolaşıyordu!"
İzci adayları
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu: - "Bakın çocuklar," dedi. "Bir izci, her gün, hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hastalara, yaşlılara, muhtaçlara.. Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?" Ertesi sabah oymakbeyi çocukları toplayıp sordu: - "Söyleyin bakalım... Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?" Bütün çocuklar, hep bir ağızdan: - "Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim." Adamcağız şaşırdı: - "Hepiniz mi?" - "Evet efendim, hepimiz birden" - "Neden?" Çocuklardan biri cevap verdi: - "Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu da, ondan efendim!"
Karımı çağırırım
Ali hat bekçisiydi. Herkes gibi onun da hayatta bir ideali vardı: Makasçı olmak. Sonunda sınava girdi. Müfettiş sordu: - "İki ekspres aksi yönlerden aynı hat üstünde birbirlerine yaklaşmaktalar. Bu durumda ne yaparsın?" - "Bir tanesini başka hatta alırım." - "İmkansız. Raylar donmuş vaziyette. Makas çalışmıyor." - "O zaman kırmızı bir bayrak sallarım." - "Vakit gece. Kimse seni göremez." - "Kırmızı bir fener sallarım." - "Memlekette gaz kıtlığı var." - "O zaman elime geçen her türlü tahta ve odunu hattın üstüne yığar ve tutuştururum." - "Ya kibritin de yoksa?" Zavallı hat bekçisinin alnından ter damlıyordu. Sonunda içini çekti: - "O zaman karımı çağırırım." Müfettiş şaşırdı: - "Karını mı çağırırsın? Bu işle ne ilgisi var karının?" - "Az sonra çıkacak şamatayı o da görsün bari..."
Kaybolan köpek
Çok kıymetli bir köpek evden kaçmış. Sahibi oturduğu küçük kentte çıkan yerel gazeteye bir ilan gönderip, bulana 1000 dolar ödül vaadetmiş. Fakat gönderdiği ilan gazetede çıkmamış. Öfkelenen adam doğruca gazete yönetimine gitmiş. - "İlan servisi şefiyle görüşmek istiyorum", demiş. Orada danışmada duran bir delikanlı "dışarıda" diye cevap vermiş. - "Ya yardımcısı?" - "O da yok" - "O halde yazı işleri müdürüyle konuşayım." - "O da dışarıda" - "Peki, ya gazetenin sahibi?" - "O da burada değil" - "İnanılır gibi değil! Nerede bu adamlar?" - "Köpeğinizi aramaya gittiler, efendim"
Ormanlar kralı
Bir gün aslanın birinin canı çok sıkılmış, şöyle bir ormanı gezeyim tebamla eğleneyim biraz demiş. Ormanda gezerken bir devekuşu görmüş, yakalamış devekuşunu boynundan; öteki pençesiyle de "Şak, Şak, Şak" diye üç tokat atmış hayvana, "söyle bakalım!" demiş, "kim bu ormanın kralı?", devekuşu ürkekçe "Sensin aslan abi" demiş, "tabi benim" demiş aslan ve "Şak, Şak, Şak" diye üç tokat daha atıp fırlatmış hayvanı. Derken aslanın karşısına bir kurt çıkmış, tutmuş kurdu boynundan; "Şak, Şak, Şak" diye atmış tokadı, "Söyle" demiş, "kim bu ormanın kralı", kurt da ürkek "sensin aslan abi" demiş, aslan da "tabi benim" demiş, "Şak, Şak, Şak" diye üç tokat daha atmış, fırlatmış bir kenara. Derken bu defa aslanın karşısına bir fil çıkmış, tam korkarak kenardan sıyrılacağı sırada kurtla devekuşu gelip "sen bu ormanın kralı değil misin aslan abi? koş yakala şu hayvanı" demişler. Bu gazı yiyen aslan koşmuş tutmuş fili "Şak, Şak, Şak" diye patlatmış tokadı ve hemen sormuş "söyle bakalım; kim bu ormanın kralı?". Filin kafası bir atmış, tutmuş hortumuyla aslanıyla "Pat, Pat, Pat" diye üç kere yere çarptırıp fırlatmış atmış. Aslan yerden zorlukla kalkıp elleriyle üstünü silkerken, file dönmüş ve şöyle demiş "Bilmiyorsan bilmiyorum de kardeşim.."
Ördekler
3 adam ölür ve cennetin kapısına gelirler. Cennetin kapısındaki melek onlara der ki: - "Burada tek kural var, ördekleri ezmiyeceksiniz..." Adamlar bir şey anlamaz ama cennete bir girerler ki, her taraf ördeklerle dolu adım atacak yer yok. İçlerinden biri yanlışlıkla bir ördeğin üstüne basar, anında bir melek gelir yanında da görüp görebileceğiniz en çirkin kadın. Melek adama der ki: - "Sen ördeklerden birini ezdin, ceza olarak bu kadınla seni sonsuza kadar birbirinize bağlıyorum." ...ve melek onlari zincirle birbirlerine bağladıktan sonra gider. İkinci gün adamlardan biri daha yanlışlıkla bir ördeğe basar. Hemen melek çok çirkin bir kadınla gelir ve zincirle ikisini birbirine bağlar. Üçüncü adam tek başına kalır. Arkadaşlarının başına geleni gördüğü için ördeklere basmadan etrafı dolaşmaya başlar. Aylar geçer ve adam tek bir ördeği ezmemiştir. Bir gün bakar ki melek ona doğru geliyor, yanında da son derece güzel ve seksi bir kadın. Melek hiçbir şey söylemeden adamı bu kadınla birbirlerine zincirler ve gider. Adam bu işe çok şaşırır ama çok da sevinir: - "Bunu hakedecek ne yaptım acaba?" Kadın cevap verir: - "Onu bilmem ama ben bugün bir ördek ezdim..."