Выбрать главу

İmzanı atmışsın

Adamın biri, bir iş nedeniyle diğerini ziyarete gider, fakat adam yerinde yoktur. Bunun üzerine kapıya "eşek" yazıp gider. Birkaç gün sonra, evin sahibi diğerini arar: -"Geçen gün bize gelmişsin heralde. Kapıya imzanı atmışsın, oradan anladım."

Delilik efendim

Katil suçunu kabul eder. Jüri bu bilginin de ışığında değerlendirme yapar ve kararını açıklar: -"Sanık suçsuzdur." Yargıç buna bir anlam veremez, kendini de tutamaz: -"Adam bile itiraf etti, nasıl böyle bir karar verirsiniz?" -"Delilik efendim, delilik..." Yargıç teker teker jüri üyelerini süzer ve başını sallar: -"Demek 12'nizde..."

En yakın meyhane

Arkadaşları, çok alkol alan biri için üzülüyorlarmış. Ona bir oyun oynayıp, alkolden vazgeçirmek istemişler. Beyaz çarşaflar içinde bir gece etrafını sarmışlar. O da şöyle bir bakmış, -"Ben neredeyim" demiş. -"Burası öbür dünya" demişler. Birinci hayalet "Ben İstanbul'un fethinde savaşmıştım, Ali'yim...", ikinci hayalet "Ben Balkan Savaşı'nda savaştım Mehmet'im...", üçüncü hayalet "Ben Kore'de öldüm" demiş. Hayaletler öbür dünyayı iyi canlandırdıklarını düşünürlerken, alkolik İstanbul'un fethinde ölene döner: -"Birader buranın en eskisi sensin herhalde, söyle bakalım en yakın meyhane nerededir?"

Orucum bozulurmuş

Öğrencinin biri yaramazlık yapınca, öğretmen kızıvermiş: -"Şimdi dayağı yiyeceksin bak!" -"Olmaz hocam!" -"Ne demek? Bir de karşı mı geliyorsun?" -"Ama ben oruçluyum!" -"Eee?" -"Ben oruçluyum ya, bir şey yersem orucum bozulurmuş, annem öyle dedi..."

Böyle kazanıyorlarmış

Yolda bir dilenciye rastlarlar, baba oğluna -"Bak oğlum, okula gidip kendi hayatını kazanmazsan, böyle bir dilenci olursun..." -"Dilenci mi..." -"Evet!" -"Niye şimdi söylüyorsun baba? Demek ki okula bile gitmeyen bu zenginler bu kadar parayı böyle kazanıyorlarmış!"

Dağcılar

Biri normal konuşan, diğeri kekeme olan iki arkadaş, bir dağa tırmanıyorlarmış. Tırmanış sırasında kekeme olan sürekli bir şeyler söylemeye çalışmış ama diğeri hep "yukarıda söylersin" diye geçiştirmiş. Yukarıya çıktıklarında kekeme güç bela konuşmuş: -"Mmmm... mallll... malllzzemeee... mallzzemeeleerri... aşş... aşşaaddaa... unutt... unutttukk..." Başlamışlar aşağı inmeye. Kekeme yine bir şeyler söylemeye çalışıyormuş ama diğeri bu sefer de: -"Aşağıda söylersin" diyormuş. Aşağı inmişler, kekeme yine konuşmuş: -"Aaa... abbbbii... Şşşaaa... şşşaakaa... yaappp... tımmmm..."

Karne

Baba, ortaokul üçüncü sınıfa giden oğlunun elinde karneyle salona girdiğini görür. "Allah allah, dönem ne çabuk bitmiş..." diye düşünür ve oğluna seslenir: -"Getir bakayım şu karneyi!" -"Al baba..." Adam karneye bir bakar ki, beden eğitimi ve resim dışındaki tüm dersler zayıf. -"Bir dediğini iki etmiyoruz, bilgisayar dedin, bilgisayar aldık, ingilizce kursu dedin ingilizce kursuna gönderdik, gitar kursu, müzik aletleri, ne istersen yapıyoruz. Kız arkadaş uğruna harcadığın çiçek parasının haddi hesabı yok, annen günlerdir yaz tatili için en güzel tatil yerleri ile ilgili araştırma yapıyor, eğlenceli zaman geçirebileceğimiz bir otel arıyor. Ne bu notların hali, rezil şey!" -"Baba... O benim karnem değil ki, senin kitaplarını karıştırıyordum, birinin arasında karnelerinden birini bulmuştum..."

Kayseri

Kadın İçin

Kayserili Pire Memet, istasyonda çok sıkışınca, gözü hiçbir şeyi görmez olup kadınlar tuvaletine doğrulmuş. Bir hemşehrisi önüne geçmiş: - Ne yapıyorsun, burası kadınlar için... Uçkurunu eline almış olan Pire Memet: - "Bu da kadınlar için!" deyip içeri dalmış.

Eski Araba

İki tane çiftçi; biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış; bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar.. Adanalı başlamış : - "Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz" demiş... Kayserili de bunun üzerine: -Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık...

Amerika'dan Mühendiz

Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yapılıyor. Bunun için de eşekten yararlanılıyor: Eşek hangi yolu izlerse, orası genişletip araba yoluna dönüştürülüyor.. Köye gelmiş olan Amerikalı Barış Gönüllüsü, ne olup bittiğini kavrayamadığı için sorar: - Ne yapıyorsunuz böyle? - Yol yapıyoruz. - Bu eşek ne için? - O, yolun mühendizi. Yola uygun geçeneği o gösterir. Barış Gönüllüsü katıla katıla güler: - Ya eşek bulamasaydınız? - İşte o zaman Amerika'dan mühendiz getirirdik!

Kayserili Yüzü

Kayserili traş olacaktı. Berber buyurun deyip döner koltuğu gösterince koltuğu çevirdi, sırtı aynaya gelecek şekilde oturdu. Berber şaşırdı: - Beyefendi, neden ters oturdunuz? Kayserili, telaşsız: - "Sabah sabah" dedi, "Gayserili yüzü görmek istemem de..."

Bilmece

Kayserili, trende yolculuk etmekte... Karşısında oturan zatla tanışır. Dereden tepeden konuşurlarken: - "Gel seninle birbirimize bilmece soralım" der. "Önce ben sorayım; bilirsen ben sana bin lira veririm. Bilemezsen 10 bin liranı alırım. Sonra sen bana sorarsın; bilirsem 10 bin liranı alırım, bilemezsem bin lira veririm." - "Tamam" der adam; "sor bakalım" - Söyle öyleyse: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar? Öteki yolcu düşünür, bilemez: - Al 10 bin lirayı. Şimdi ben de sana aynı soruyu soruyorum: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar? Kayserili, hiç düşünmeden, aldığı 10 bin liranın bin lirasını geri verir: - Al şu bin lirayı. Ben de bilmiyorum.

Ayak Uydurmaca

Kayserili zengin, ölüm döşeğindeymiş. "Vasiyetim var" diyerek oğullarını kızlarını başına topladıktan sonra öğüt vermiş: - Evlatlarım, size son sözüm: Devlet çalgı, siz cengi... Ayak uydurmaya bakın!

Aynı İlaçlar

Doktor, muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin, sonraki muayenelerde 30 bin lira alıyordu. Bunu öğrenen Kayserili, muayeneye ilk gidişinde: - "İşte yine geldim doktor bey" dedi. Doktor soyunmasını söyledi. Muayene etti, ücretini aldı: - Sağlığınız düzeliyor. Aynı ilaçları kullanmaya devam edin!

Cehennem Satışı

Kayserili, Papa'nın cennetten yer sattığını işitince doğru Vatikan'a gitmiş. Papa'ya: - "Bazı Müslümanlar cehennemlik olduğu için" demiş, "cehennemin tapusuyla anahtarını şimdiden almak istiyorum" Uzun pazarlıklardan sonra istediği fermanı ve anahtarı elde etmiş. Bunun üzerine zengin Hristiyanlara yönelik bir reklam kampanyasına girişmiş: - Cehennemin tapusu ve anahtarı bende. Cehenneme girmek istemeyenler, benden belge alabilirler. Cennet arsalarının yarı parasına... Kayserilinin elindeki fermanı gören Hristiyanlar, cehenneme kabul edilmeyeceklerine ilişkin belge satın almaya başlamışlar. Cennet müşterileri azalınca, Papa Kayseriliyi çağırtmış: - Al şu verdiğin parayı, ver cehennemin tapusuyla anahtarını! Kayserili: - Ben cehennemi sattım, demiş. Geri almak için çok para gerekli. - Ne kadar? - Heybenin iki gözü dolusu altın. Papa, çaresizlik içinde ellerini iki yana açtıktan sonra buyruğu vermiş: - Doldurun bu Kayserilinin heybesini altınla!