Выбрать главу

Çin'e savaş

Bizim Rizeliler Çinlilere savaş açmaya karar vermişler. Bunu Çinlilere de bir mesajla iletmişler. Çinliler açmışlar haritayı Rize'yi aramaya başlamışlar. Bir de bakmışlar Karadenizin kıyısında küçük bir Türk şehri. "Bunlardan bize zarar gelmez" deyip savaşı kabul etmişler. Bunun üzerine Rize'de yaşlılar heyeti ne yapacaklarına karar vermek için toplanmış. Bu arada halk da sonucu bekliyormuş. Toplantı uzadıkça uzamış... Sonunda gençlerden biri dayanamamış, toplantı yapılan yere dalmış ve: - "Ne o korkay misunuz?" demiş. Yaşlılardan biri de: - "Korkmayruz ama o kadar insani nereye gömeceğimizi düşüneyruz", demiş.

5 kişilik

Temel tabanca almak için silahçı dükkanına girer ve sorar: - "Bana bir tabanca lazım." Dükkancı sorar: - "Peki, nasıl bişey istersun?" - "5 kişilik olsun.."

Şoförsüz gidiyor

Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Dursun'u aradı: - "Tursun, orada durum nasıl?" - "Hüç... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor." Temeclass="underline" - "O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor."

Teyzemde kalırım

Temel, İstanbul'da yeni kiraladığı evini emlakçıyla son kez gezerken; emlakçı Temel'e: - "Evinizin bir tek kötü tarafı var o da tren yolunun yanında olması", diyor ve arkasından ekliyor: - "ama o da sorun değil insan birkaç hafta sonra alışıyor." Temel cevap veriyor: - "Sorun değil.. O birkaç haftada da gidip teyzemde kalırım."

Isıt da..

Temel bir gün kahveye gitmiş: - "Selamün aleyküm usta.. Soğuk çayın var mı?" Adam: - "Yok", deyince Temeclass="underline" - "Sağol usta.. Allah'a emanet ol", demiş ve gitmiş. Ertesi gün Temel yine aynı kahveye gitmiş ve ustaya: - "Usta soğuk çayın var mı?" demiş. Adam yine: - "Yok", demiş ve Temel yine kahveden ayrılmış. Bir sonraki gün yine aynı hadise tekrarlanmış. Kahve sahibi de "bu adam nasıl olsa bir daha gelir, ben buna soğuk bir çay hazırlayayım", demiş ve hazırlayıp Temel'i beklemeye başlamış. Temel adamın düşündüğü gibi yine gelmiş: - "Usta soğuk çayın var mı?" demiş. Adam da büyük bir iştahla: - "Evet var", demiş. Temel de bunun üstüne: - "O zaman ısıt da içelim", demiş.

Tüp geçit

İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."

Üç kişi

Temel Amerika'da trafik polisidir. Bisikletle yol trafiğini ihlal eden bir papazı durdurur: - "Dur, ceza yazacağım." - "Ceza mı? Yazamazsın." - "Haçan nedenmiş o?" Papaz gülerek cevap vermiş: - "Benim sağ kolumda İsa, sol kolumda Meryem var." Temel hemen atılarak: - "Uy da, yazacuğum. Bisiklete üç kişi bineysun!.."

Trabzon'a da gider

Temel uçakla Trabzon'a gidecekmiş. Oturmuş bir yere rastgele. Asıl yer sahibi gelmiş: - "Beyfendi burası benim yerim kalkar mısınız?" - "Hayır." - "Beyfendi burası benim yerim kalkın." - "Hayır." Yer sahibi gider hostese başvurur. - "Beyfendi burası sizin yeriniz değil, kalkar mısınız lütfen?" - "Kalkmam." Hostes çare bulamayınca kaptana başvurur. Kaptan, Temel'in kulağına bir şey fısıldar ve Temel kalkar, arka tarafa oturur. Herkes hayret etmiş durumdadır, "biz bu kadar uğraştık kalkmadı acaba kaptan nasıl kaldırdı bunu" diye. Dayanamıyorlar, Kaptan'a soruyorlar: - "Dedim ki burası Trabzon'a gitmez.."

Gece buradayız

İki Karadenizli uçağa binmiş. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yoktur". Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağın ikinci motoru da bozuldu....". Temel Dursun'a dönmüş: - "Tursun desene geceyi burda geçireceğiz."

Motorlu testere

Trabzon'da bir grup laz çok ağaç kesebilmek için Amerika'dan motorlu testere getirtmeye karar vermişler. Gerekli bağlantılar kurulduktan sonra para ödenmiş ve birkaç tane elektrikli testere alınmış. Garanti kağıdında da günde en az 500 tane ağaç keseceği belirtiliyormuş. Her neyse, bizimkiler koyulmuşlar işe. Akşam olduğunda en fazla ağaç kesen Temel'miş ve sadece 50 tane ağaç kesmiş. Doğal olarak herkes şaşırmış. Bir sonraki gün Temel zorlayarak sayıyı 100'e çıkarmış. Daha sonraki gün akşam Temel yerinden kalkamaz hale gelmiş ama sadece 150 tane ağaç kesebilmiş. Artık bizimkiler Amerika'dan bir yetkili çağırmaya karar vermişler. Yetkili gelmiş ve birlikte ormana gitmişler. Amerikalı motorun ipini çekip çalıştırmış ve çıkan ses üzerine bizimkiler hep bir ağızdan: - "Uyy o ne daa?"

Geri getir

Temel'in bindiği gemi batmış.. Bir Fransız ve bir Alman ile bir adada yalnız kalmışlar. Her gün deniz kenarından tuttukları balıklari yiyerek yaşamaya çalışıyorlarmış. Aradan aylar yıllar geçmiş. Bir gün yine deniz kenarında avlanırken oltaya bir şişe takılmış. Şişeyi dışarı çıkarırlar. Bir de bakarlar ki şişenin içinde bir cin. Binbir zahmetle şişenin ağzındaki mantar tıpayı çıkarırlar. Cin, "sizlere çok teşekkür ederim yüzlerce yıldır bu şişenin içine hapsolmuştum. Dileyin benden ne dilerseniz" diyerek borcunu ödemek ister... Bunu duyunca biraz şaşırırlar.. Alman çok fazla beklemeden, "beni çabuk vatanıma gönder" der. Cinin elinin bir hareketi ile Alman ortadan kaybolur. Bunu gören Fransız, "beni de, beni de vatanıma gönder" der, cin elini bir daha hareket ettirir Fransız da kaybolur. Cin Temel'e bakar, "sen de son dileğini söyle de ben de vatanıma gideyim artık" der. Temel biraz düşünür ve dileğini söyler: - "Özledim ha o uşaklari, geri getir onlari.."

İki tüp geçit

İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."