Elektrikli testere
Trabzon'da bir grup laz çok ağaç kesebilmek için Amerika'dan motorlu testere getirtmeye karar vermişler. Gerekli bağlantılar kurulduktan sonra para ödenmiş ve birkaç tane elektrikli testere alınmış. Garanti kağıdında da günde en az 500 tane ağaç keseceği belirtiliyormuş. Her neyse, bizimkiler koyulmuşlar işe. Akşam olduğunda en fazla ağaç kesen Temel'miş ve sadece 50 tane ağaç kesmiş. Doğal olarak herkes şaşırmış. Bir sonraki gün Temel zorlayarak sayıyı 100'e çıkarmış. Daha sonraki gün akşam Temel yerinden kalkamaz hale gelmiş ama sadece 150 tane ağaç kesebilmiş. Artık bizimkiler Amerika'dan bir yetkili çağırmaya karar vermişler. Yetkili gelmiş ve birlikte ormana gitmişler. Amerikalı motorun ipini çekip çalıştırmış ve çıkan ses üzerine bizimkiler hep bir ağızdan: - "Uyy o ne daa?"
Trabzon'a gitmez
Temel uçakla Trabzon'a gidecekmiş. Oturmuş bir yere rastgele. Asıl yer sahibi gelmiş: - "Beyfendi burası benim yerim kalkar mısınız?" - "Hayır." - "Beyfendi burası benim yerim kalkın." - "Hayır." Yer sahibi gider hostese başvurur. - "Beyfendi burası sizin yeriniz değil, kalkar mısınız lütfen?" - "Kalkmam." Hostes çare bulamayınca kaptana başvurur. Kaptan, Temel'in kulağına bir şey fısıldar ve Temel kalkar, arka tarafa oturur. Herkes hayret etmiş durumdadır, "biz bu kadar uğraştık kalkmadı acaba kaptan nasıl kaldırdı bunu" diye. Dayanamazlar, Kaptan'a sorarlar, Kaptan da cevap verir: - "Dedim ki burası Trabzon'a gitmez.."
Geceyi burda geçireceğiz
İki Karadenizli uçağa binmiş. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yoktur". Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağın ikinci motoru da bozuldu....". Temel Dursun'a dönmüş: - "Tursun desene geceyi burda geçireceğiz."
Laz vampir
İngiliz vampir, Fransız vampir, bir de Laz Vampir gecenin kör karanlığında uçmaktalardı. Çok acıktığını sezinleyen İngiliz vampir pike yaptı ve aşağı doğru süzüldü. Birkaç dakika sonra ağzı kan içinde geri döndü. - "Aşağıda bir ağıl vardı. 20-30 ineğin kanını emdim, enfesti." Bir süre sonra Fransız vampir de pike yaparak aşağı süzüldü. Geri döndüğünde ağzı yüzü kan içindeydi. İngiliz'e bakarak: - "Hani senin az önce girdiğin ağıl vardı ya..." - "Evet?" - "Onun yanında bir ahır vardı, gördün mü?" - "Evet gördüm." - "İşte orada en azından 40 tane atın kanını emdim. Enfesti." Bu konuşmalar sonucunda tabii Laz vampirin de karnı acıkmıştı. O da pike yaptı, süzüüm süzüm süzüldü. Aradan 5 dakika geçti, Laz vampir her yeri kan içinde geldi... Onun bu hali diğerlerinin, müthiş bir ziyafet çektiğini düşünmelerine neden oldu. Tabii oldukça meraklanmıştı İngiliz ve Fransız vampirler... - "Eee? Nasıldı?" - "Ula uşaklar, haçan aşaguda pir ağıl vardı daa, gördinuz mu?" - "Eveet, gördük." - "Haçan onun yanında da pir ahur vardı daa, oni da gördinuz mu?" - "Eveet, gördük." - "Haçan o ahurun yanında da pir elektruk direğu vardı daa, oni da gördinuz mu?" - "Eveet, gördük." - "Haçan pen oni görmedum daa.."
Ütü
Temel, iki kulağı da yanık vaziyette hastaneye getirilmiş. Doktor bu duruma şaşırıp sormuş: - "Nasıl oldu bu?" - "Ütü yaparken telefon çaldı." - "Peki diğer kulağın nasıl yandı?" - "O da ambulans çağırırken!"
Yunus balığı
Temel ölmüş. Öteki dünyada görevliler listeye bakmış ve Temel'e: - "Ya, senin adın listede yok sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni tekrar dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara gore insan olarak gönderilemezsin. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin. Ne olmak istersin?" Temel biraz düşündükten sonra: - "Yunus balığı olayım", demiş. Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanmış. Aradan 3 dakika geçmeden Temel tekrar öteki dünyaya dönmüş. Görevli sormuş: - "Ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?" Temel masum bir şekilde cevaplamış: - "Yüzme bilmiyordum, boğuldum!"
O Afrika'da ben burda
Temel bir gün dertli dertli içiyormuş meyhanede. - "Ne bu hal", demiş Dursun. - "Boşver" demiş Temel de. Dursun ısrar etmiş "biz arkadaş değil miyiz?" diyerek. Temel dayanamamış: - "Ama kimseye anlatma.. Hani ben bir zaman Afrika'ya gitmiştim ayı avlamaya?" - "Hatırladım bayağı da dönmemiştin" demiş Dursun... - "Günler sonra buldum en sonunda avlayacak bir ayı ama tam ateş edecekken tüfek bozuldu. Ben de kaçarken uçurumdan aşağı düştüm." - "Eeeee" demiş Dursun "Sonra..." - "Her tarafım kan revan içinde, komaya girmişim. Sonra ayı beni yuvasına götürdü. Yaralarımı yaladı, balla, sütle besledi beni, iyileştikten sonra da bana tecavüz etti aylarca" demiş. - "Buna mı üzülüyorsun, takma kafanı yaa bak bu kadar zaman geçti. Çoluk çocuğa karıştın, mutlu bir hayatın var" demiş Durmuş. Temeclass="underline" - "Bu da hayat mı be birader... O Afrika'da ben burda.."
Vejeteryan
Temel vejeteryan olmuş. Kurban bayramında ağaç kesmiş.
İlk tecrübe
Temel ilk cinsel tecrübesini 50 yaşında yaşamış. Tabii heyecana dayanamayıp Hakkın rahmetine kavuşmuş. Yüzündeki gülümseme 3 günde geçebilmiş. Tabutu kapatmaları da 3 hafta sürmüş.
Doktora veriyor
Temel'in karısı Fadime köydeki doktor ile işi pişirmişler. Bu durum köydeki herkesin dilinde, yalnız Temel bilmiyor. Kimse de korkudan Temel'e durumu açıklayamıyor. Köylü durumu Temel'e nasıl anlatırız diye kara kara düşünürken Tursun "merak etmeyun uşaklar ben Temel'e söylerum" demiş... Akşam kahveye gitmiş. Temel bir köşede çayını içiyor... Tursun Temel'i görünce yüksek sesle sormuş: - "Ha Temel uşağum, senin Fadime ne zaman profesör oluyor?" Temeclass="underline" - "Tursun benim karı okumayı yazmayı zor söker. Profesör olmak kim o kim?" - "Ne bileyim" der Tursun; "Köyde herkes Fadime doktora veriyor diyor da..."
Aracı
Temel bara girer ve bir bira ısmarlar. Birayı alıp tuvalete gidip döker ve gelip barmendenden bir bira daha ister. Tekrar tuvalete gider birayla; birayı döker ve geri gelir.. Bir bira daha ister. Tekrar gidip tuvalete döker. Bu böyle bir kaç defa daha sürer. Sonunda barmen dayanamaz ve sorar "beyfendi neden biraları içmeden gidip tuvalete döküyorsunuz?" Temeclass="underline" - "Ben aracı kullanmayı sevmem de..."
O benimkidir
Temel ve dedesi otele gitmişler. Otelde tek bir yatak boşmuş, dede torun birlikte yatmışlar. Gece yarısı dede Temel'i dürtmüş: - "Temel bana karı bul!" - "Dede sakin ol yat." Biraz sonra dede ikinci defa: - "Temel bana karı bul!" - "Dede sakin ol yat". Dede biraz sonra üçüncü defa: - "Temel bana kar bul!" deyince en sonunda Temel isyan etmiş: - "Dede tuttuğuna güveniyorsan o benimkidir."
Coni
Temel bir kurt köpeği almış ve mükemmel eğitmiş. Adı Coni'ymiş. Coni, Temel'in her söylediğini anlayabiliyormuş. Hatta telefona bile bakabiliyormuş. Temel bir gün evi aramış. Coni açmış telefonu... - "Ula Coni sen musun?" - "HAV" - "Fadime evde mu?" - "HAV" - "Başka kimse var midur?" - "HAV" - "Ula kaç kişi vardur?" - "HAV HAV" - "Ne yapiyiler" - "EHE EHE EHE" - "Ula ne zamandan beri yapiyiler" - "AUUUUUUUUUUUUUU"