Kızılderili Avı
Temel ile Dursun vahşi batıdalar. Yolculukları sırasında bir kasabaya gelirler, bakarlar ki kızılderili kafası getirenelere, kafa başına 100 dolar veriliyor. Hemen çevrede dolanmaya başlarlar. İki tane kızılderiliyi öldürüp, akşama 200 doları alırlar. Tatlı para hoşlarına gider ve ertesi sabah erkenden işe başlamak için kasaba dışında kamp kurarlar. Olayı öğrenen kızılderililer ise, Temel ve Dursun'un kamp kurdukları yeri kuşatırlar. Sabah önce Dursun uyanır, ne görsün; yer gök kızılderili, dik dik onlara bakıyorlar. Sevinçten dört köşe, Temel'e seslenir. - Ula Temel kalk, zengin olduk daa!
Ormanın Güzelliği
Temel ile Dursun bir gün ormanda yürüyorlarmış. Bir ara Dursun, Temel'e seslenmiş: - Temel şu ormanın güzelliğine bak! Temel sinirli: - Ağaçlardan bir şey gözükmüyor daa!
Kronoloji
Temel'e öğretmeni sormuş: -Söyle bakalım, 1881`de ne oldu? -Atatürk doğdu öğretmenim. -Peki, 1920`de ne oldu? -Atatürk 39 yaşına bastı öğretmenim!
Balkondan Sarkma
Temel ile Dursun balkondan sarkma yarışması yapıyorlarmış. Yarışı rahmetli Temel kazanmış.
Urgan getirin
Yangın çıkmıştır. Üst katta kalan adamı kurtarmanın olanağı yoktur, o sırada Temel olay yerine gelir, şöyle bir bakınır: "Uzun bir urgan ceturun baa", der, "Kurtaracağim oni..." Urgan gelir, Temel düğümleyip yukarıdaki adama atarken seslenir: "Beline sıkı sıkı bağlayasun bu urgani!" Adam ipi bağlar, Temel vargücüyle çeker. Adam düşer, oracıkta can verir. İnsanlar şokta: "Ne yaptın yahu sen?" derler, Temel cevaplar: "Bir kere adamun birinu pöyle iple kurtarmıştum. Amma damda miydu, kuyuda mu? İşte bunu akluma cetüremeydum."
Yassı tavuk
Karadeniz'e yolu düşen bir adam, arabasıyla yanlışlıkla bir tavuğu ezmiş. Sahibini bulur da parasını veririm en azından diye düşünerek, elindeki tavukla köy kahvesine girmiş, "Ağalar!" demiş, "bu tavuğun sahibini arıyorum. Bizimkiler, bir tavuğa bakmışlar, bir adama:-"Yanlış geldin hemşerim, bizim köyde yassı tavuk olmaz!"
Balık avı
Temel ile Dursun balığa çıkacaklarmış, konuşuyorlarmış: -"Ha dün balik avladiğimuz yeri işaretledin mu da?" -"Kayığa işaret koymiştum1" -"Aptal' Ya bugün baliğa başka kayikla çıkar isek?"
Rusça Kursu
Fadime Rusça kursuna gitmeye başlamış; nedenini sormuşlar: -"Ha pir Rus evlatluk alduk, büyüyünce ne dediğinu anlamak için daa!"
Trafik kazası
Temel ile Dursun kaza yaparlar. Ancak olaya bakın ki arabalar sapasağlamdır, fakat Temel ve Dursun'un ağzı burnu dağılmıştır. Olay yerine gelen polis ekibine, yaşça daha büyük olan Temel açıklama yapmaya başlar:-"Memur Bey, kaza esnasinda hava sisli oldiğundan, pencereden kafami çikarmiş öyle gideydum; meğer arkadaş da ayni şekilde geleymuş."
Rica etmek
Temel fırıncı. Bir beyefendi geliyor:-"Bir ekmek rica edecektim." Temel cevaplıyor:-"Parasinu vereceğ misun daa?" Adam şaşırıyor:-"Elbette?" -"Haçan madem ki parasinu vereceğsin, ne diye rica ediysun?"
Fadime'nin huyu
Temel, arkadaşı Dursun'la konuşmakta karısı Fadime'den yakınmaktadır:-"Sorma Tursun, Fadime'nin çok kötü bir huyu var daa. Her gece 3'ten 4'ten önce uyumi." -"Neden ki daa? Peki o saate kadar ne yapayi?" -"Penum eve gelmemi bekliy."
Yiyesun diye getirdik
Temel'in garson olarak çalıştığı lokantaya gelen bir müşteri; önüne gelen kızarmış tavuktan memnun kalmaz. Temel'i çağırır ve azarlamaya başlar:-"Bu ne rezalet! Bana getirdiğiniz tavuğun bir bacağı diğerinden kısa!" Temel bu, hemen verir adama ağzının payını:-"Biz o tavuğu sana yiyesun diye verduk daa, dans edesun diye değil!"
Cephanelik nöbeti
Temel askerdedir, komutanı sorar:-"Söyle bakalım oğlum, cephaneliğin önünde nöbet tutuyorsun, birden cephanelik havaya uçtu, ne yaparsın?" -"Herkesu haberdar etmek içun havaya bir el ateş ederum komitanum!"
Karın nasıl?
Uzun zamandır görüşmeyen Temel ile İdris, Trabzon'da bir araya gelirler; sohbet etmeye başlarlar: -"Nasulsun uşağum?" -"İyiyum daa." -"Çocuklar nasuldur daa?" -"Onlar da çok çok iyudur." -"Ha karin nasildur?" der demez, Temel, İdris'in karısının önceki yıl vefat ettiğini hatırlar, ve hemen şöyle der: -"Yani hala ayni mezarda mi yatayi?"
Ameliyat parası
Temel'in maddi açıdan sıkışık olduğu bir dönemde, karısı Fadime'nin bademcik ameliyatı olması gerekir. Operasyon yapılır, Fadime taburcu olabilecek kadar iyileşir. Hastaneden ayrılırlarken, Fadime ile ilgilenen doktor, Temel'e bazı tavsiyelerde bulunur ve ekler:-"Aslında bu ameliyat daha çocukken yapılmalıymış..." Ameliyat parasını zaten zar zor arkadaşlarından toparlamış olan Temel, bunun üzerine patlar:-"Faturayi kayinbabama gönderun da o ödesun o zaman daa!"
Girmek yasaktur
Temel polistir. Bir gün çok önemli bir hırsızın izine rastlanır ve komiser, Temel'i, hırsızın bulunduğu binaya gönderir. Birkaç saat sonra, Temel elleri boş karakola geri döner ve amirine rapor vermek üzere yanına gider:-"Eh be Temel! Nasıl kaçırırsın elinden adamı! Tam 8 aydır peşindeyiz, tam da kıstırmıştık... Nasıl kaçtı elinden anlat bakalım..." -"Valla komiserum... Ben adami 5. katta kisturdum. Merdivenlerden inerek kaçmaya başladu. Ben de arkasindan koştum. Sonra zemin katta hırsız birden "Girmek yasaktur" yazan bir kapiya girdi, ben de yasak diye giremedum komiserum..."
Laz atlet
Karadenizli atlet, kamp yapmaya Paris'e gider. Avrupa'da Türk atletlerin pek fazla başarısı bulunmadığından, Fransız gazeteciler, merak ederler ve bizimkiyle röportaj yapmaya gelirler:-"Mösyö Dursun, adınızı bugüne kadar pek duymadık. Nasıl mesafelerde koşuyorsunuz?" -"Kisa mesafelerde koşayrum..." -"Kaç metre?" -"100 metre..." -"En iyi dereceniz ne kadar peki?" -"6.7 saniye" -"Tebrikler, ancak dünyanın en iyi atletleri bile 9-10 saniyede koşuyorlar bu mesafeyi. Özel bir tekniğiniz mi var?" -"Var daa... Kesturmeden gideyrum!"
Temel ama Z'siz
Temel mahkemeliktir. Mahkeme günü gelir, Temel hakimin huzuruna çıkar. Hakim sorar:-"Adın?" "Temel, ama başında "Z" yok!" Hakim bunun üzerine gürler:-"Temel'de Z olur mu be adam!" -"Haçan ne kıziysun daa! Ben de "Z" si yok dedum!"