Выбрать главу

Hamile

Dursun iş icabı 1 yıllığına yurt dışına çıkma zorundadır, ancak eşi de hamiledir. Temel'le konuşur: -"Karim sana emanettur daa, pir sene sonra nasil piraktiysam öyle isterum..." Temel de ne yapsın, bir sene sonra Dursun'a karısını aynen iade eder. Hamile!

UN

Temel televizyonlarda çıkan Birleşmiş Milletler (United Nations) haberlerinden sıkılır. -"Yahu bu garibanlara undan başka götürecek yardım yok mu! Her gün de UN yenir mi?"

Van Gogh

Temel elinde bir paketle çok mutlu bir şekilde kahveye girer: -"Herkese benden pir çay!" der. Dursun yanına gelir: -"Noldi uşağum, neden pöyle mutlisun?" -"Ne tiyeysun Dursun, Van Gogh'un tükenmez kalemle yaptığı tek tabloyu, hem de 1 milyona aldim daa!"

Sürpriz olsun

Temel hastanede karısının doğumunu bekliyordu. Hemşire gelip müjdeyi verdi: -"İkizleriniz oldu!" Temel aşka gelir: -"Ooo! karıma söylemeyin de sürpriz olsun!"

Neden yardım etmedin?

Hakim kaynanasını dövmekten yargılanan Temel'in duruşmasında tanık İdris'e sorar: -"Sen Temel'i kaynanasını döverken gördün mü?" -"Cördüm haçim pey... Kaynanasını dövüşünü paişndan sonina izledum..." -"Sonuna kadar izledin mi? Peki evladım niye yardım etmedin?" -"Niye edeydum haçim pey, Temel gayet güzel dövüyor idi..."

Kaç parça?

Temel İtalya'ya gitmiş. Buralarda ne yenir diye araştırdığında, pizza yemenin iyi olacağına karar vermiş ve bir pizzacıya gitmiş. Garson siparişi aldıktan sonra sormuş: -"Efenim pizzanızı kaça bölelim, dört, sekiz?" -"Haçan 4'e pöl. 8 parça şimdi bana fazla celir..."

Pen neredeydum?

Küçük Temel, babası Dursun'dan annesiyle babasının balayı hikayesini dinlemektedir. Bütün hikayeyi dinledikten sonra aklına takılan tek yeri sorar: -"Peki baba, siz palayina ciderken pen neredeydum?" Babası biraz düşünüp cevap verir: -"Ciderken penumla, dönerken annenle idun..."

Terbiyesiz herif!

Temel karısı Fadime'yle haftasonu pikniğe gider. Romantik bir anlarında Fadime sorar: -"Temel, ben ölürsem sen ne yaparsın?" Temel de bütün romantikliğiyle, en uygun olduğunu düşündüğü cevabı verir: -"Senun yapacağinu yapardim bir tanem..." Bunun üzerine Fadime köpürür: -"Allah belanı versin senin, teriyesiz herif!"

Mutlu musun?

Cemal, yıllardır görmediği Temel'i görünce çok sevinir ve hararetli bir sohbete başlarlar. Temel'in lise yıllarında deliler gibi aşık olduğunu bildiği Fadime'yle evlendiğini öğrenen Cemal çok sevinir ve sorar: -"Peki bu kadar sevdiğin kadınla da evlenebildin, mutlu musun?" -"Aslina bakar isen Cemal'um, Fadime mutli, pense sadece evliyum..."

Evde midir?

Temel eli yanağında acılar içinde yürürken bir arkadaşına rastlar. Derdini anlatınca arkadaşı şöyle der: -"Benim ne zaman dişim ağrısa, karımın o huzurlu kolları arasına girer ve uyurum, bütün sızım geçer..." Temel sorar: -"Çok iyi uşağum! Peçi senin hanum evde midur ki pi gitsem?"

Boşboğaz

Temel çok yakışıklı, bir o kadar da çapkınmış. Ancak göğüs yöresinde biraz fazla kılı varmış. Bir gün gençten bir çocuk onunla dalga geçmiş: -"Temel abi, senin göğsün için pek bir kıllı diyorlar!" Temel çocuğa dönmüş: -"Uşağum senin yavuklun da pek pi boşboğazmiş daa!"

İki kadınla evlenirsek?

Temel çalışmak için gittiği şehirde, yalnızlıktan sıkılarak evlenmeye karar verir. Ancak işler umduğu gibi gitmez, bu sırada da bir başka kadına gönlünü kaptırır. Bir avukata gider danışır: -"Haçan iki kadunla pirden evlenmenin cezasi nedur daa?" Avukat yanıtlar: -"İki tane kaynanan olmasıdır!"

Karaya oturmak

Temel büyümekte olan ve her şeye merakla yaklaşan oğlu ile haberleri seyretmektedir. "...filanca geminin filanca yerde karaya oturduğu" şeklinde bir haber geçince, oğlu Temel'e sorar: -"Papaçium, cemiler neden karaya oturiyi?" -"A uşağum, sen pen cibi sandalyeye oturacak hali yok ya!"

Eczacı soygunu

Eczacı olan Temel, o gece nöbetçi eczanedir. Gecenin bir yarısı soyguncular gelir ve paraları isterler. Temel tüm saflığıyla konuşur: -"Haçan reçetesuz veremem daa!"

Bir şey bilmiyor

Cemal komşu mahallede oturan bir falcı kadının marifetlerini Temel'e anlata anlata bitiremiyordu. Temel sonunda patladı: -"Haçan o kadin hiç pir şey pilmiyor daa!" -"Sen nereden pileysun Temel?" -"Geçen gün gittim fal baktirmağa, kapiyi çaldum, "Kim o?" dedu!"

Yürü karakola

Temel zil zurna sarhoş olmuş. Evine doğru yürürken bir yerde pes etmiş, kaldırıma öylece oturuvermiş. Bunu gören bir bekçi, onu kolundan tutup karakola götürmeye çalışmış, Temel de bunun üzerine adama çıkışmış: -"Haçan uşağum pen zaten yürüyebilecek olsam evume ciderum daa, ne karakolu diyeysun?"

Havuç ve faydaları

Okula yeni başlayan oğlu, havucun gözlere yararlı olduğunu öğrenmişti; Temel'e sordu: -"Papçium, nerden pelli havucun gözlere yararli oldiğu?" Temel biraz düşünüp, bilgiç bir edayla cevapladı: -"Sen hiç gözlüklu tavşan cördün mu daa?"

Gazete ilanı

Temel çok zengin oluyor, paraya para demiyor. Araba üstüne araba, ev üstüne ev değiştiriyor. Öyleki bir gün Mercedes'ini nereye park ettiğini unuttuğu için arabayı kaybediyor. Derhal gidip yeni bir Mercedes alıyor, gazeteye de ilanı çakıyor: -"99 Model Mercedes'imi kaybettim. Yenisini aldığımdan eskisinin hükmü yoktur!"

Banka soygunu

Temel banka soymak suçalamasıyla mahkemeye çıkarılmış. Ama kanıt yok bir şey yok, beraat etmiş. Karar okununca Temel sevinçle ayağa kalkmış ve bağırmış: -"Uyy! Haçim pey, şimdi pütin o paralar benum mu oldi daa?"

Vites

Temel teknolojiyle pek de barışık olmayan babasını İstanbul'dan Trabzon'a götürüyordu. Yol hali, Temel sürekli vitesi küçültüyor, büyütüyordu. Babası durumdan rahatsız olsa da Temel'e bir şey demiyordu. Olay bu ya, Trabzon'a girerken vites kolu kırılıp, Temel'in elinde kalır. Babası patlar: -"Ha uşağum oynayasin İstanpul'dan peri, bozulur tabi!"

Nasıl söylenir?

Temel ile Dursun polistirler ve devriyeye çıkarlar. Konservatuarın önünde bir yaralı bulurlar, tam ambulans çağıracakken Temel Dursun'a sorar: -"Ula bu konversatuar nasıl söyleniyur?" -"Valla pen de pilmeyrum." -"Ula cel o zaman şu eczanenin önüne çekelim."